Kelimelerin birbirine yakın olmasından da olabilir; empati ve sempati sıklıkla birbiriyle karışır, birbirinin yerine kullanılabilir. Empati biriyle birlikte hissedebilmek iken, sempati onun için hissetmek olarak tanımlanabilir. Sempatide aynı tarafta olmak, ona hak vermek esastır, empati de ise karşı tarafı anlamak asıl olan iken, aynı tarafta olmak ve hak vermek zorunluluk değildir.
Sempatiyi özdeşim kurmak olarak açıklayabiliriz, aynı grupta olmak, benzerlikler sempatiyi destekler. Sempati kötü ya da olumsuz bir durum değildir, aksine yakın ilişkide olduğumuz kişilere karşı çoğunlukla sempati duyarız. Hatta çok iyi tanımadığımız ama bizimle aynı takımı tuttuğunu öğrendiğimiz anda o kişiye duyduğumuz yakınlık da sempati ile ilişkilidir.
Sempati ile ilgili zorluk ise bir olma halinin zaman zaman iletişimi zorlaştıran bir boyuta ulaşmasıdır. Karşımızdaki kişinin acısını/üzüntüsünü hissetmek ile onun için üzülmek birbirinden farklıdır. Sempati ile o duyguyu üzerimize aldığımızda kendi rolümüzden, benliğimizden uzaklaşmış oluruz. Bu durum objektif davranmayı, kişisel kararlar vermeyi zorlaştırabilir.
Kişiler arası ilişkilerde birbirini anlamak, iletişimde olmak için harcadığımız çabayı düşündüğümüzde sempati daha alt basamaklarda yer alırken empati daha yukarılarda yer alır, en üst düzeyde ise ilgi/şefkat göstermek bulunur. İlgi ve şefkat göstermek her zaman, her koşulda mümkün/gerekli olmayabilir.
Bu noktada empati ile ilgili yapılan sık hatalardan biri “sen onun yerinde olsaydın nasıl hissederdin” soru kalıbıyla başkanın bakış açısından bakma becerisini çoğu zaman yanlış uygulamalar ile yapılıyor olması; örneğin bir balığın nasıl yaşadığını, hissettiğini anlamak için suyun altında bir süre kalmak gibi bir deney bize tam olarak empati becerisi kazandırmaz, ya da görme engelli bir bireyin günlük yaşamda karşılaştığı zorlukları anlamak için gözleri bantlı bir şekilde bir parkuru tamamlamak da empati değildir. Çünkü bu tip uygulamalar daha çok bireydeki acıma ya da sempati duygusunu harekete geçirir. Anlayış ve o kişinin bakış açısını görme yetisini güçlendirmek bir yana “Ahh! ne kadar da zormuş …. olmak” adımında takılmamıza sebep olur.
Nasıl empati kurulur?
Empatinin bir formülü olmasa bir süreç içerdiği söyleyebiliriz. Bazı durumlarda empati kurmak için hiç çaba harcamanıza gerek olmadan kendiliğinden gerçekleşirken, bazı durumlarda ise sürecin adımlarının farkında olarak ilerlemeniz gerekir. Örneğin izlediğiniz bir film, okuduğunuz bir kitap sizi etkiliyorsa empati başlamış demektir. İnsanlar ile ilişkilerimiz de ise bazı kişiler ve durumlar ile empati kurmak kesinlikle daha kolay olabilir, eğer karşı tarafın yaşadığı durum ve duygu size tanıdıksa daha kolay empati kurabileceğiniz gibi sizde çok yoğun duygular uyandırıyorsa empati sempati ile yer değiştirebilir. Empati bir anlık rol değişiminden sonra tekrar kendi benliğinize, geçekliğinize dönerek anladıklarınızı karşı tarafa aktara bildiğinizde ortaya çıkar.
Overland empatinin 3 düzeyde geliştiğini belirtir (1).
Birinci Düzey: Kendi dışındaki varlıkların farkında olması; ben ve öteki ayrımını yapabilmesi.
İkinci Düzey: Başkalarının bakış açısını dikkate alabilmek. 2 yaşındaki çocukları diğerlerinin gerginliğin hissedebildikleri belirlenmiştir. Ayna nöronlar burada devreye giriyorlar.
Üçüncü Düzey: Başkalarının yaşadıklarıyla ilgilenmektir. Bu aktif bir süreçtir. Sadece farkında olmak değil farkında olduğunuzu duygu ve düşünceleri karşı tarafa aktarabilmek gerekir. Bu düzey özellikle belli mesleklerde önem kazanır, psikoloji ve eğitim bu alanları başında yer alır.
Empati sürecini adımlara ayırmak istersek ilk adım karşımızdaki kişinin aktardığı duygusal ipuçlarını fark etmekle başlar, yani aslında ilk önce ötekini fark etmemiz lazım. Sonrasında empati kurabilmek için etkin dinleme yoluyla o kişinin yaşadığı durumunu anlamaya çalışmak, yargılamadan, öğüt vermeden sadece anlamak için dinlemek. Böyle onun bakış açısından olayları görebiliriz bu hak vermek anlamına gelmez, sadece onun tarafından resmin nasıl göründüğünü anlamaktır. Bununla birlikte duyguları anlama aşamasına da gelmiş oluruz, bu durumda kendi içimizdeki benzer duygular ile bağ kurabiliriz (sempatiye kaçmadan :)). Son aşamada ise eğer karşı tarafın yaşadığı duruma uygun olarak ilgi ve şefkat göstermeyi eklemeliyiz ki bu en zor adım olabilir. Bu kısım bir seçim olarak düşünülebilir. Ama empatinin hayata geçirilmesi, karşı tarafın sizin tarafınızdan anlaşıldığını hissedebilmesi için bu adım oldukça önemlidir.
Kaynak:
1- Empatiyle Gelişmek Empatiyi Geliştirmek: Çocuk ve Empati(2015). Yücel Kabapınar (ed). Pegem Akademi
Comments are closed.