Hizmet İçi Eğitimler ve Seminerler
A – Öğretmenlere Yönelik Çalışmalar
21. yüzyıl çocuklarının eğitimcileri olarak sadece akademik başarıya odaklanamayacağımızı biliyoruz. Geleceğin yetişkinlerini yetiştirmek esas işimiz olsa da bugünün çocuklarının bilişsel, sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını anlamak temel hedefimiz. Sosyal ve Duygusal Öğrenme ise bu süreçteki yapı taşlarını bünyesinde toplayan, eğitimin olmazsa olmaz bir parçası.
Empati kurma, şefkat gösterme, akranlarıyla iyi geçinme, zorbalığa karşı koyma, öfke yönetimi, kendini sakinleştirme gibi paydaları olan Sosyal ve Duygusal Öğrenme temelinde hazırladığımız farklı atölye çalışmaları ile hizmet içi eğitim döneminde öğretmenlerimiz ile buluşuyoruz. Hazırladığımız atölye içeriklerinden örnekleri aşağıda görebilirsiniz.
Hizmet için eğitimler ile ilgili ayrıntılı bilgi için sdoakademi@gmail.com
“21. YÜZYIL SINIFLARINDA DUYGUSAL ZEKAYA YER AÇMAK”
Sınıfların havası, dokusu, çocukların isimleri değişse de, değişmeyen bir gerçek var: çocuklar kendileri ile olumlu ilişki kurulduğunda öğrenirler. Olumlu ilişkiyi oluşturan paydalar ise duygusal zekada saklıdır.
Bu çalışmada, öğretmenlerin öğrencileri ile kuracakları ilişkilerde ve sınıflarında sosyal duygusal öğrenme becerileri ve duygusal zekayı içeren teknikler paylaşılacaktır. Öğretmenlerin hem kendi streslerini yönetmeleri, hem de sınıfın olumlu iklimini sürdürmelerini desteklemek için örnek yaklaşımlar ve etkinlikler aktarılacaktır.
“OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARINDA DUYGU DÜZENLEME BECERİLERİNİ DESTEKLEYİCİ YAKLAŞIMLAR”
Atalarımızın dediği gibi “Ağaç yaşken eğilir”. Yaşamın ilk yıllarından itibaren edindiğimiz deneyimler sonraki yıllardaki sosyal-duygusal ve bilişsel yapılanmamızı etkiler. Öz düzenleme ve duygu regülasyonunun gelişmesinde aslında ilk aylardan itibaren oynadığımız oyunların ve kurduğumuz iletişimin büyük rolü var. Hiçbirimiz bir anda, kendiliğinden, duygularının farkında olan, sakinleşebilen, olaylar karşısında davranış ve düşüncelerini planlayabilen, dürtülerini kontrol edebilen, hedeflerine ulaşmak için planlama ve organizasyon becerilerinin kullanabilen bireylere dönüşmüyoruz. Bu becerilerin hepsini yıllar içinde farklı deneyimler ile yavaş yavaş şekillendiriyoruz. Peki ama nasıl? Bu çalışmada; bol oyunlu, hareketli ve gün içinde bir öğrencinin nasıl hissetmesini istiyorsak öğretmenlerimizi de o şekilde hissettireceğimiz etkinliklere yer vererek çocukların duygu düzenleme becerilerini desteklemenin yolları aktarılacaktır.
“ÖĞRETMENİN İYİ OLMA HALİ: Papatya Çayı İçmekten Öte Yapabileceklerimiz.”
Öğretmenlik tüm diğer meslekleri mümkün kılan meslektir. Aynı zamanda tükenmişlik riskinin en yüksek olduğu uzmanlık alanlarından biridir. Bu atölye çalışmasında öğretmenin iyi olma halinin öğrenci ruh sağlığı ve öğrenme iklimi üzerindeki önemi ve etkisi üzerinde durulacak, şefkat yorgunluğu kavramı ve mesleki tükenmişliği önleme konusunda önerilere yer verilecektir.*
*Bu atölye çalışması ilkokul ve ortaokul düzeyi öğretmenleri için içerikleri farklılaştırılarak sunulmaktadır.
“TRAVMAYA DUYARLI SINIF İKLİMİ OLUŞTURMAK”
Yaşadığımız yüzyılda travmatik deneyimler ile karşılaşma sıklığımızın artmasıyla okulda ve sınıfta travmaya duyarlı bir iklim oluşturmak önem kazanmıştır. Bu atölye çalışmasında öğretmenlere travma kavramı ve travmanın öğrencilerin, öğretmenlerin ruh sağlığı ve sınıf iklimini nasıl etkilediği üzerinde durulacak, travmaya duyarlı bir sınıf iklimi yaratmanın önemi, yararı ve yöntemlerinden bahsedilecektir.
“ZOR ÇOCUĞUN ÖĞRETMENİ OLMAK”
Her öğretmenin meslek hayatında güçlü duygular hissetmesine neden olan, diğer öğrencilerinden daha ayrı bir yerde tuttuğu, hafızasında iz bırakan en az bir öğrenci vardır. Bu öğrenci için “zor” kelimesini kullanmak her zaman uygun düşmese de zorlanan, yaşadığı zorluklarla baş etmekte sorun yaşayan bu çocukların öğretmeni olmak üzerine paylaşımlarda bulunduğumuz bu atölye çalışmasında öğretmen olmaya, bağ kurmaya, davranışların altında yatan etkenleri araştırmaya odaklanıyoruz.
Öğretmenlik rolü, öğrencinin davranışları, öğretmeninin duyguları bu çalışmanın çıkış noktası. Varmak istediğimiz yer ise sınıfımızda zorluk yaşayan öğrencilere etkili bir şekilde ulaşmaya yardımcı olacak teknikleri birlikte deneyerek, repertuarımızı zenginleştirmek.
“OKULA DÖNÜŞÜ KOLAYLAŞTIRAN 30 SOSYAL DUYGUSAL ÖĞRENME ETKİNLİĞİ”
Her bir eğitim yılı yeni bir başlangıç. Öğrencilerin okula uyum sağlamalarında aidiyet duygusu önemli bir role sahip. Sınıf birliğinin oluşturulması, güçlenmesinde sosyal duygusal öğrenme etkinlikleri öğretmenler için bir yol haritası oluşturmakta. Öğrencilerin duygularını fark etmesi, ifade etmesi, problem çözme becerileri ve hedef belirleme üzerinde yapılacak günlük ya da haftalık etkinlikler sınıf ikliminin olumlu olarak değişmesinde etkili olacaktır.
“ERGENİN ÖĞRETMENİ OLMAK: BEN NE SÖYLÜYORUM ONLAR NE ANLIYOR?”
Ergenlik dönemi öğrencilerinin öğretmeni olmanın zorlukları, ergen gelişimini bütünsel olarak ele almanın sınıfın tamamına faydası, ergenlerle iletişimde olan öğretmenin yapabilecekleri üzerinde durulacaktır.
“SDÖ ORTAOKULDA DA İŞE YARAR MI?: SDÖ’NÜN ERGENLİK DÖNEMINDEKİ ÖNEMİ”
Ergenlik dönemindeki sosyal duygusal öğrenme ihtiyaçlarını nasıl tespit edebileceğimiz, SDÖ yaklaşımlarını ortaokul dersleri ile nasıl birleştirebileceğimiz, ortaokul düzeyinde öne çıkan sosyal duygusal öğrenme kavramları ele alınacaktır.
“SINIFTA FARKINDALIK (MİNDFULNESS): ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ İLİŞKİSİNDE YENİ BİR PAYDA”
Mindfulness, bireylerinin mevcut ana odaklanma ve düşüncelerini ve duygularını yargılamadan kabul etme becerisini geliştirir. Mindfulness temelli uygulamaların stres, kaygı ve depresyon belirtilerini ve beraberinde davranışsal sorunları azaltabildiğini ve çalışma belleğini geliştirdiğini kanıtlayan araştırmalar vardır.
Bu çalışmanın öğretmenleri farkındalık ile tanıştırmak, hem kendi hayatlarında hem de sınıfta kullanabilecekleri temel minfulness alıştırmaları deneyimle fırsatı yaratmaktır.
B- Velilere Yönelik Seminerler
Sosyal Duygusal Öğrenme Akademisi Ekibi tarafından velilere yönelik olarak aşağıdaki konu başlıkları 3’er oturumdan oluşan seminer serileri şeklinde düzenlenir.
“ÇOCUK VE ERGENLERDE SOSYAL DUYGUSAL GELİŞİM BASAMAKLARI VE NİRENGİ NOKTALARI”
Çocuklarımızın çocukluk ve ergenliklerinde tüm alanlardaki gelişimin hızına hayran kalır, ancak bazen dönemin gerekliliklerine uyum göstermekte zorlanabiliriz. “2 yaş sıkıntısı” geçer, “çocukluk korkuları” dönemi başlar, ardından “zor ergenlik”le karşılaşırız. Acaba bu başlıklar ve etiketlerin gölgesini kaldırdığımızda karşımıza ne çıkar? Bu oturumda çocukluk ve ergenlik döneminin temel duygusal gelişim basamakları, bu basamaklara özgü ihtiyaçlar ve bakım veren kişiler olarak bu ihtiyaçlara nasıl destek olabileceğimizi konuşacağız.
“DUYGUSAL DAYANIKLILIĞI YÜKSEK ÇOCUKLAR VE GENÇLER YETİŞTİRMENİN TEMEL NOKTALARI”
Son yıllarda sıkça gündeme gelen duygusal dayanıklılık kavramının ne olduğunu biliyor muyuz? Bu kavramın altında yer alan esneklik, uyum, duyguları ifade edebilmek gibi becerilerin bazılarına doğuştan yatkın olsak da, daha az yatkın olduklarımızı ise destekle geliştirebiliriz. Hepimiz çocuğumuzun duygusal dayanıklı olmasını isterken, bunu nasıl yapabiliriz? Hayatımızın içine ve aile kültürümüze duygusal dayanıklılık öğelerini nasıl ekleyebileceğimizi bu oturumda konuşacağız.
“ÇATIŞMA YÖNETİMİ, ZORBALIĞI TANIMA VE BAŞ ETME”
İlk iki oturumda üzerine düşünmeyi denediğimiz duygusal gelişim basamaklarını takip etsek ve duygusal dayanıklılık becerilerini elimizden geldiğince desteklesek de hayat çocuklarımızın karşısına birçok çatışma, bazen de zorbaca davranışlar çıkaracak. Bu son oturumda çatışma ve zorbalık kavramlarının farkını, çocuklar ve ergenler için önemli temel çatışma yönetimi ile zorbalıkla baş etmede kullanabilecekleri becerileri ve anne baba olarak rol ve sınırlarımızı konuşacağız.
Velilere yönelik farklı seminer başlıkları ve detaylı bilgi için sdoakademi@gmail.com
Okul Süpervizyonları
Öğrencilerimizin sosyal duygusal gelişimlerini destekleme ve ruh sağlıklarını koruma söz konusu olduğunda artık işi sadece ebeveynler, rehberlik servisleri veya okul dışından alınan desteklere bırakamayacağımızı geçtiğimiz yıllar içinde hep birlikte deneyimledik.
Öğretmenlik mesleğinin son yıllarda geçirdiği değişimle birlikte öğrenci ruh sağlığında önleyici bakış açısına sahip olmak, olumlu sınıf iklimi geliştirmek ve öğrenmeyi desteklemek için büyük önem taşıyor. Bu nedenle öğretmenlerin sınıflarındaki;
Zorlayıcı durumlarla baş etmek,
Öğrencileriyle etkileşimlerini olumlu zeminde sürdürebilmek,
Davranış değişikliği konusunda neler yapabileceklerini gözden geçirmek,
Travmaya duyarlı sınıf ikliminin oluşturulması konusundaki çerçeveyi anlamaları için düzenli süpervizyon oturumlarına katılmaları önem kazanmıştır.
Tüm eğitim yılına yayılan ve ayda 1 kez gerçekleşen süpervizyon oturumlarının süresi 90 dakikadır
Süpervizyon oturumlarının amacı sınıf içinde zorluk yaşayan öğrencilerin sağaltımının yapılması değil, öğretmenlerin sosyal ve duygusal öğrenme bakış açılarının güçlendirilmesi ile olumlu sınıf iklimi kurma becerilerini desteklemektir.
*Bu çalışma ilkokul ve ortaokul düzeyi öğretmenleri için içerikleri farklılaştırılarak sunulmaktadır.
